Monday, 19 September 2011

Sevdigi bir sarkiyi dinleyeyim dedim az once. Aklima tek bir sarki bile gelmedi.

Hangi sarkilari severdi, gencken hangi filmleri izlerdi, arkadaslariyla ne konusurdu, hic sarhos oldu mu, hic babaannemden baskasina asik oldu mu, hic bir kizin kalbini kirdi mi ya da hangi yemekleri severdi, nelere gulerdi..hicbirini bilmiyorum.

Onu ogle vakti yari uykulu, mavi cizgili beyaz gomleginin uzerine giydigi siyah yelegiyle, yeleginden sarkan kostekli saatinin zinciriyle, gozlugu burnuna dusmus, beyaz sakallarina arkasindaki mavi boyali tahta pencereden gunes vurmus, bir bacagi digerinin altinda kendi kosesinde bulmaca cozerken hatirliyorum.

Simdi gozlerimi kapattigimda o incir agacindan bastonuyla dallari cekerek topladigi incirleri, asagi bana dogru birakip kirismis, tas gibi olmus elleriyle, 'Cok guzel incir bak, yika ye' derken, ben babaannemin feslegenlerinin icinde saclari alnina dusen, dedesini izleyen cocuk oldugum kafamda o kadar canli ki, havanin kokusunu, avludaki musluktan taslarin uzerine damlayan suyun etrafindaki arilari, ogle vakti sessizliginde gunesin yuzume vurusunu, yoldan gecen mobiletlerin sesini o kadar iyi hatirliyorum ki..yasadigin bir ani ne kadar sure icinde tutabilirsin, kaybettikce anliyorum.

Dunyada hersey cok kolaymis gibi, koy yolunun ortasindan elimi tutarak yuruyup, birbirinden ayirdedemedigim bir suru baska koy yaslisiyla ortalarina beni almis konusurken 'Bu da benim torun, Adnan'in oglu, ona da pijama diktirivercez gari..' diye beni gosterdigini bi de..

Acaba kimlerle kavga etti. Hic sigara icti mi..arada ona buna sinirlenip alip basini hic gitti mi.

O beni ilk 67 yasinda gordu..bense onu 27 yasinda kaybettim. Bilmiyorum, o da boyle seyler konusur muydu. Bana 'Bu adamin devami sensin' mi derdi ya da 'Bu cocuk ne diiverio gari..' mi derdi.

'Uzayda hayat var mi dede?' desem acaba ne derdi?

Hayatta oldugu yeri cok guzel dolduran bir adamdi.

Bence Muzeyyen Senar'i cok severdi..

No comments:

Post a Comment