Thursday 24 November 2011

Tuesday 22 November 2011

Yuruyorum.
Basim donuyor ama ben hala yuruyorum.

Buraya da oturamam cunku ne bu sokagi biliyorum,
Ne bu kaldirimda yurudum.
Ne de bu insanlarin tek bir tanesini taniyorum.

Ya, kayip mi oldum ben simdi?

Off cok insan var burda... ne sacma bir sehir bu.
Asagi dogru yuvarlanan binlerce bilye gibi.
Yurudukce basim daha da donuyor.
Cok da isik var.
Bu sehirde insanlar nasil uyurlar ki?

Bu sehir bana iyi gelmiyor, az once karar verdim..
Hele bu gece, hic iyiye gitmiyorum.
Bu gece sanki yurumuyorum.. adim attikca kayboluyorum.

Neden durmuyorum ki?
Cok ictim diye mi hep bunlar...
Bu sehirden nefret ediyorum.

Sahiden neden durmuyorum ki?

Oturmam gerek.
Ya da hayir.. mutlu olmam gerek.

Bir kitapta okumustum;
Insanlar mutlu olmak icin mutsuz olmayi tercih ederler cunku kucukluklerinden beri her mutsuz olduklarinda anneleri, babalari, arkadaslari daha fazla ilgi gosterdiklerinden bilincaltinda sanki her boslukta, once mutsuz olmanin mutlulugu getircegini dusunurler.

Yazik.. cok basit seyler isterken, yok yere bu kadar bocalamaya yazik.
Bu kadar mi tatminsizim?
Nasil bu hale geldim? Nasil farkina varmadim?

Mutlu olmak icin beni mutsuz eden herseyi yaptim.
Uyusmusken gulmek ne kadar kolaydi.
Yorgun uyanmasi cok boktan.

Bunlarin hicbirinin farkinda bile degilim ki.
Su an basim donuyor ve yuruyorum.
Bundan iyisi olmadigi icin yuruyorum.
Ne oldugunu bilmiyorum ama bundan farkli birsey bulmak icin yuruyorum.
Baska care yok.
Gorsem dururum, yurumem ki.

Off cok karisik ve midem de bulaniyor sanki.
Bu sehirden baya baya nefret ediyorum.

Bagirsam mi, kizsam mi, kime kizsam, kime gitsem..
Sorsam mi, dinlesem mi, kimin pesinden gitsem, kimin gelmesine izin versem.
Kimin icine sigsam, kimde huzur bulsam?

Tatminsiz miyim?
Doymak ne ki?
Ben nasil doyarim ki?
Ben neden acim ki?

Ya ben sahiden aciktim bu arada sanki.
Neyse, belki ilerde birseyler bulurum..

Cok mu soruyorum ya..
Sacmaliyorum..

Bundan daha iyisi nasil olmaz?
Su an yok iste, yuruyorum.

Degisimi beklemekten sikildim iste, ondan yuruyorum.
Hic degilse bundan daha iyidir degil mi?

Cok sey hissediyorum, cok sey goruyorum.
Cogunu yaziyorum.
Nasil hala toparlayamam?
Bir yerde okumustum;
Insanlar beyinlerinde arti eksi yedi sey tutabilirler. Ondan hayatta onemli olan kararlarin hepsinde herseyi her acidan dusunmeleri, akillarinda tutmalari imkansizdir.
Bu durumda karar vermenin en kolay yolu yazmaktir. Karari etkileyen butun acilari kafada tutmaya calismak zorunda kalmadan yazmaktir ki onunde hepsini rahat rahat gorup dusunebilesin diye.

Yurudukce kayboluyorum iste!
ve kayboldukca korkuyorum.
Bugun degil yarin belki..
Huzur bulamamaktan, mutsuzluktan, yalnizliktan, kaybolmaktan korkuyorum.

Bugun degil yarin belki..
Kafam toz bulutu, kendimi zerre goremiyorum.
Kendimi biliyorum ama ne istiyorum inan goremiyorum.

Durmam gerek biliyorum.
Uyumam, dinlenmem, uyanip gormem gerek hissediyorum.

Bekliyorum.
Kaybolmayi degil ama degisimi bekliyorum.
Iste bu yuzden bu gece yuruyorum
ama durmam gerek biliyorum.

:: Seni seviyorum.

Friday 18 November 2011

Monday 14 November 2011

Dinlenmek icin oturdugumda,
Arkama bakmadan yurudugum onca yoldan sonra,
Sen varsin beni bekleyen yesilliklerin arasinda..

Monet'in asik oldugu bir kadin gibi..
Papatyadan sapsari olmus saclarin gibi..

Goz acip kapama uzakliginda gokyuzu gibisin,
Yuzun yuzumde ruzgar..
Ellerin ellerime baglanmis,
Saclarinin arasinda guzel gulusun gibisin..

Onume bakmadan kostugum cocuklugum,
Ilk askim gibisin..
Hayal kurup takilip korktugumda,
Beni opup iyilestirir gibisin..

Ilk aklima gelen,
Son icimden gecen,
Hep agzimdan cikan deli sozler gibi.
Dudaklarimda islak sarap,
Beni surekli opmek ister gibisin.

Durdugumda hep kostugum,
Uyudugumda yaninda uyandigim,
Sustugumda tek duydugum kalbim gibi.

Sensiz olamayan ben,
Bensiz nefes alamayan sen gibisin..
Sarkinin icinde keman,
Beni sevdigini soyler gibisin.

Bir adadan denizi izler,
Gunes batarken suyun ustunde yuzer,
Agaclarin ustunde kar,
Sominenin onunde bana sarilip isinir gibisin.

Sen,
Ben kosmaktan yorulup,
Sonunda sana geldigimde,
Hosgeldin der gibi,

Herkesten farkli,
Yanindayken ozler,
Uzaktayken bekler,
Sen ben gibisin.

Michael J. Fox - Johnny B. Goode - Live



Bi duygusal bag var hala adamla ya..

Play with your brain



At first this might sound like a bad practical joke. Begin by tuning a radio to a station playing static. Then lie down on a couch and tape a pair of halved ping pong ballsover your eyes. Within minutes you should begin to experience a bizzare set of sensory distortions.

Some people see horses prancing in the clouds or hear the voice of a dead relative. It turns out that the mind is addicted to sensation so that when there’s little to sense (that’s the purpose of ping pong balls and static) your brain ends up inventing its own.




M O R E ?

Wednesday 9 November 2011